Dünya kadın hakları için yaptığı önemli girişimler ve çalışmalarla tanınan ABD’nin ilk kadın hakimi Ruth Bader Ginsburg erkeklerin ağırlıkta olduğu bir okuldan mezun olur. Hayatı boyunca kadın hakları ve cinsiyet eşitliği üzerine çalışmalar yapar. Bu zorlu mücadele en büyük destekçisi hayat arkadaşı Marty Ginsburg’dur.
Tom Hardy, DEA ajanı olarak görev yapan eski bir askerdir. Ve son zamanlarda orduda gittikçe yayılan bir söylentiyi araştırmakla görevlendirilir. Aslında olaylar bir söylentiden daha ötedir... Çavuş Nathan West'in emrinde özel birlik olarak eğitilen bir grup asker ortadan yok olmuştur. Çavuş West etrafındaki askerleri tarafından nefret edilen fakat aynı zamanda da korkulan bir eğitimcidir. Eğitim yaptıkları bölge ise Panama'nın derinlerindeki ormanlardır.Fakat bu eğitimden yalnızca iki asker canlı olarak geri dönebilmişlerdir...
İki yargıtay hakimi öldürülmüştür. Yanlız bir hukuk öğrencisi, cinayetlerin devletin en üst kademeleri hakkında çok gizli bilgiler içerdiği tahmin edilen bir dosyayla ilgili olduğundan şüphelenmektedir. Kararlı bir araştırmacı gazeteciyle beraber bu gizemi çözdüklerini herkese açıklamak istemektedirler - tabii o kadar uzun yaşayabilirlerse. Yarış başlamıştır, ve bu yarışta ikiden fazla koşucu vardır. Onlar artık canlı birer hedeftir.
Şu anda 84 yaşında olan Yargıç Ruth Bader Ginsburg, konuşma özgürlüğü, kadın hakları ve cinsiyet ayrımcılığı konusunda mücadelesinden hiç vazgeçmemiş; bütün vatandaşların eşit haklara sahip olmasını canla başla savunmuştur. Ginsburg'un mesleki hayatının yanı sıra mahkeme dışındaki hayatından da kesitlere tanık oluyoruz. Film, Ginsburg'un kocası Marty'nin aşkı ve desteğiyle mesleğinde nasıl tepe noktasına gelerek adalet dünyasının bir ikonu olduğunu gözler önüne seriyor.
Günümüzden yaklaşık olarak bir asır öncesinde, Amerika Birleşik Devletleri’ne ait Virgina Eyaleti’nde çıkarılan bir yasa ile rengi beyaz olan bir insan ile rengi siyah olan bir insanın evlenmesi yasaktır. Yasanın ihlali sonucunda suçlular hapis cezası yargısı ile yargılanırlar. Böylesine bir kanun kendilerini eşitliğin ve demokrasinin anavatanı olarak görün Amerika Birleşik Devletleri’nde ırçılığın olduğunu alenen beyan eden bir kanundur. Bu kanuna karşı gelerek evlenen Richard Loving ile Mildred Loving çiftinin tüm dünya ırkçılığa karşı olduklarına dair açıklamalarda bulunmalarını ile halkın kendilerine destek verip haklı görülmeleri ile dünyada ırkçılığa karşı önemli bir duruş sergilemelerini, kendilerini ırkçılığın sembolü ilan etmelerini, ölümsüzleşmelerini izleyeceğiz.
A newcomer to the Supreme Court finds himself a pivotal force on an often deadlocked bench, frequently at odds over hot-button cases in this earnest but brief legal drama.
