Anahtar kelime Beer

Hayatınız sıkıcı, çekilmez bir seyir izlemeye başladığında, eski günlere dönmek istediğiniz oldu mu hiç? Peki okul günlerine geri dönmek ister misiniz? Merak etmeyin sıkıcı dersler ve hocalar yok. Derslerin olmadığı bir okul dönemi düşleyin... Geyik Muhabbeti (Road Trip) yönetmeni, yeni filminde geyikçilerin on yıl sonraki durumlarına odaklanıyor. Şatafatlı bir okul dönemi geçiren, yaşı otuzlarında üç kafadar, eski günlerdeki tat ve dokuyu yeniden yakalamak isterler. Derslerden bağımsız, yani çekirdeksiz bir okul dönemi yaratıp kendilerini oraya kilitlemek en büyük hayalleridir. Eğlence için zil çalıyor...

The Greatest Beer Run Ever, 1967 yılında Vietnam’daki Amerikan askerlerine destek mesajları ve bira götürmek üzere New York’tan yola çıkan John “Chick” Donohue’nün öyküsünü anlatıyor. Amerika’da 60’ların savaş karşıtı protestoları arasında Vietnam’daki Amerikan askerlerine destek vermek isteyen Chick, Amerikan birası ile doldurduğu sırt çantası ile birlikte bir yük gemisine atlar ve Vietnam’a doğru yola çıkar. Tet Saldırısı’nda Kuzey Vietnam güçleri tarafından yakalanan Chick aylarca Saigon’da mahsur kalır.

Soğuk bir bira, bir orangutan ve barda girişilen bir yumruk dövüşü. Bir erkek daha ne isteyebilir? Clint Eastwood, yanında sadık orangutanı olduğu halde Güneybatı Amerika'da sevdiği kadını ararken cep harçlığı kazanmak için eldivensiz boks yapan ama bu arada düşman da kazanan bir kamyoncuyu canlandırıyor.

Katil, Ajan için çalışmaya başlayalı yüzellibeş gün olmuştur. Hayatını kazanmak için adam öldüren Katil -duyguları dışında- tam bir profesyoneldir. Bu duygular onun işlerini düzenleyen, iş bittikten sonra temizliği yapan ve onun nerede olduğu, ne yaptığı, nasıl yaşadığı konusunda biraz saplantılı görünen Ajana yöneliktir. Genç kadın, Katile olan zaafıyla mücadele etmiştir, ancak şans ya da şansızlık eseri ikisi bir türlü bir araya gelememiştir.

Brian De Palma 1980’li yıllarda üç saatlik bir şölene dönüştürdüğü Tony Montanalı SCARFACE hikâyesini yakın tarihe kadar bir gizem olan 1931 yapımı SCARFACE filminden aktarmıştır. Hayatı sinema filmine konu olan Howard Hughes, senaryo yazarı Ben Hecht ve Amerikan sinemasının efsane yönetmenlerinden Howard Hawks’ın 1931 yılında gerçekleştirdikleri bu eser “Klasik” ve “Yön verme” vasıflarını hak eden bir çalışmadır. Eserin ana fikri Tony Guarino isimli karaktere dayandırılan Armitage Trail’in aynı isimli romanına dayanmaktadır.Ufak işlerde pişen Sicilya kökenli serseri Tony Camonte, dağlı teknikleri ve megaloman seviyede ki kazanma hırsıyla Chicago Yeraltı Dünyasının en büyüğü olmaya yemin etmiştir. Bu yolda da kendi patronundan şehri yönetenler kulübünün üyelerine herkes birer araçtır. Sırası gelenler bu hırstan kendine düşen payı alacak ve hastanede ki suikast sahnesinde olduğu gibi bir buket çiçek ve kurşunla şehirden ve hayattan uğurlanacaktır.

Çalışmadığından dolayı kapılarını müşterilerine kapatmak üzere olan eski bir otelde çalışan yirmili yaşlarda, görmüş geçirmiş bir kadın olan Claire ve yalnız bir bilgisayar delisi olan Luke otelin son kalan görevlilerdir. Luke ve Claire bu otelde daha önce kendini asarak öldüren bir kadının hayaletinin olduğuna inanmaktadırlar ve bunu ispatlamaya kararlıdırlar. Bu arada mesai günlerinin sonu yaklaşırken, sonradan psişik olan eski TV yıldızı Leanne Rease-Jones ve 353 numaralı odada kalmakta ısrar eden yaşlı bir adam gibi ilginç müşteriler otele giriş yaparlar. Garip olaylar birbirini takip ederken hem Claire hem de Luke neye inanıp neye inanamamaları gerektiğine dair önemli bir karar vermek zorunda kalacaklardır.

Teksaslı milyoner Big Enos Burdette ve oğlu Little Enos, imal ettikleri Coors biralarının taşınması için kamyon şoförleri aramaktadırlar. Son taşıma işlemi sırasında girdikleri bir bahis nedeniyle yetenekli bir şoföre ihtiyaçları vardır. Bu esnada karşılarına Bo Bandit çıkar. Bandit'e 28 saat içinde biraları Gorgia'ya taşıması karşılığında 80.000 dolar teklif ederler. Teklifi kabul eden Bandit eğlenceli bir yarışın içine düşer.

Üniversitede okuyan Andy ve 2 arkadaşı, "beer pong" oyununun şampiyonasına katılmak üzere seyahate çıkarlar. Ancak yolda kendilerini alan otobüsün birbirinden güzel kızlarla dolu olması, olayların rayından çıkmasına neden olacaktır.

Paterson gün içerisinde belli bir rutin yaşayan bir adamdır. Her gün şöforlük yaptığı otobüsüyle şehri turlar, akşam köpeğini gezdirdikten sonra bara gider, sevgilisi Laura ile sıradan ama huzurlu bir hayat sürdürür. Ve tüm bu süreçte basit ama etkileyici şiirler yazar. Laura ise evle sınırlandırdığı hayatına renk katmak için her gün farklı uğraşlar arayan, hafif çılgın bir kadındır. Paterson ve Laura farklı karakterlerine rağmen birlikte bir hayat sürdürmeyi başarırlar.

Texas'ın küçük bir kasabasında geçen hikayede, geçmişini unutmaya çalışan ve gündüzleri koruda çalışıp akşamları içen Joe Ronsom'ın yolu, ailesinin içinde bulunduğu kaos ortamını sonlandırmak için yollara düşen 15 yaşında Gary ile kesişiyor. Gary ailesini geçindirebilmek için iş ararken Joe Ransom ile karşılaşır ve ikisinin de hayatı beklemedikleri şekilde değişir. Joe geçmişte işlediği suçlardan arınmanın ve tüm hatalarını telafi etmenin yolunu ararken, Gary, henüz tanımadığı Joe'yu koşulsuzca önemsemeye ve rol model olarak görmeye başlar. Joe ise hayatında ilk kez birisi için önemli olabileceğini düşünür ve Gary'yi kanatları altına alır.

Zaman içerisinde yolları ayrılan ve yeni arkadaşlar edinen Harold Lee ve Kumar Patel ikilisi; ayrı şekilde Noel Yortusu kutlamaları için hazırlıklarını sürdürmektedir. Fakat, Kumar'ın; Noel arifesinde yanlışlıkla kapısına bırakılan esrarengiz bir paketi Harold'un evine yönlendirme çabası Harold'un kayınbabasının hediyesi olan Noel ağacının yanmasıyla sonuçlanır. Kayınbabasının evde olmamasından istifa eden ve olayı itiraf etmek yerine durumu kurtarmak isteyen Harold; gönülsüz bir şekilde Kumar ile birlikte başka bir saçma New York gezisine çıkar. Ancak, yeni bir Noel ağacı bulma arayışları neredeyse Noel gecesini mahvetmeleri ile sonuçlanacaktır.

Sean Thornton doğup büyüdüğü İrlanda'ya,yeni bir hayata başlamak üzere geri döner. Kısa zaman içinde Mary Kate Danaher ile tanışır ve evlenmeye karar verirler. Ancak buna karşı çıkan biri vardır; Mary'nin abisi Will Danaher. Sean hem Will Danaher ile mücadele eder hem de geride bırakmak istediği hatıralarıyla... The Quiet Man, 7 dalda Oscar'a aday olan ve John Ford'a en iyi yönetmen Oscarı'nı getiren çarpıcı bir drama.

Almanya'ya, Okto Bira Fesitivali için giden iki kardeş, eski çağlardan beri devam eden, gelenek haline gelmiş bir yarışmanın olduğunu öğrenirler. Ülkeleri adına yarışan yarışmacıların bira içme kapasiteleri üzerinden yapılan yarışmaya, hiç tereddüt etmeden katılmaya karar veren kardeşler, oldukça ilginç ve kesinlikle her anı bira dolu günler geçireceklerdir.

Wake in Fright Sydney’e uçakla gitmeden önce bir gece kalmayı planladığı Bundanyabba’ya varan öğretmen John Grant’in hikayesidir. Bir gece kalmayı planladığı yerde beş gün kalır ve sonuna doğru yaklaşır. Birkaç gün sonra sis kalkar ama eğitimli John Grant değişmiştir. Yerine bir ağacın altında elinde tüfekle oturan kendinden nefret eden bir adam gelmiştir.

Raymond Carver’ın kısa öyküsünden uyarlanan film, satış sorumlusu olan Nick Halsey’nin, genç bir iş arkadaşıyla birlikte olduğu bir iş gezisinin dönüşünde, aşırı alkol tüketimi nedeniyle işinden kovulmasıyla başlıyor. Nick evine vardığında, eşinin kilitleri değiştirip, bütün eşyalarını da ön bahçeye yığarak onu terk ettiğini öğrenir. Cebinde kalan son parayla bira alıp, bahçeye atılmış olan en sevdiği koltuğa yerleşir. Eski evinin bahçesinde yaşadığı süre içinde, kibar ama oldukça sorunlu olan hamile komşusuyla ve o yokken eşyalarına bakması için para verdiği mahalleli bir çocukla arkadaşlık kurar. Nihayetinde, bahçede duran eşyaların tümünü bir hafta içinde satmazsa hapse atılacağı haberi gelince bir garaj satışı yapmaya karar verir.Carver’in incelikli hikâyelerinin ruhuna sadık kalan film, teselliyi Hollywood-vari mutlu bir sondan ziyade, olasılıklarda buluyor; gündelik olayların ayrıntısında ve kısacık anlarda saklı olan olağanüstü durumlarla ilgileniyor.

4 arkadaş sakin bir günlerinde seyehate çıkarlar. Kalmak için uğradıkları yerde 3 arkadaş saunaya girerler ve birdaha çıkamazlar. Sauna sıcaklığı arkadaşları pişirmeye doğru giderken bakalım diğer arkadaşları saunada kalan kahramanlarımızı kurtarabilecek mi?..

Rino; dalyan gibi delikanlılar, resim gibi hatunlarla dolu Norveç sularında doğma talihsizliğini yaşamış şişman ve bir o kadar da azgın bir delikanlıdır. Zavallı Rino'nun yaşadığı talihsizlik bununla da kalmaz, o aynı zamanda son derece çekingendir. Bütün bu sakatlıklarına rağmen Rino, acaba kendisine birini bulabilecek midir? Rino'nun hikayesi, çoğu Holywood yapımında aşağılanan, alay edilen şişman ve azgın adam tiplemesinin gerçek hayatta başından geçen trajedilere ışık tutuyor. Komik, eğlenceli, analitik, sıradışı ve müstehcen bir gençlik komedisi.

Inside look into Québec’s brewing industry.

Visit the most wonderful microbreweries and brewpubs and meet the talented people that are the driving force behind the unique and delicious beers being produced. They share with us stories, successes, failures, and maybe even a secret or two about how they make the magic happen.

Two rival brothers must work together to keep their brewery in business, but shenanigans keep foaming up their company with chaos.

Follow Golden Road Brewing founder, Meg Gill, as she sets out on a cross-country journey to meet with home-brewers and find the best brews in each city she travels to.

The exciting romance between Yung-ju, a sales king at a liquor company who naturally hides her emotions, and Min-ju, the CEO of a brewery who is 'super sensitive' and catches emotions in everyday life.

James Watt and Martin Dickie, owners of the UK’s fastest-growing brewery, travel across America visiting different American beer towns, celebrating distinctive craft beers and creating their own locally-inspired drafts.

Fine alcohol is loved by people all over the world, nurtured by various cultures and histories. We introduce this charm, along with the beauty of nature, cityscapes, and gastronomy unique to each region. Enjoy local alcohol and scenery while traveling. This is a program that makes you want to enjoy such elegant and luxurious mood.

An inside look at the Busch family of the famous American beer empire.

Hillbilly Horror Show is a horror/ comedy franchise, that showcases short horror films from up and coming filmmakers, hosted by our favorite Hillbillies Bo, Cephus and their kissing cousin, Lulu.

Following Nick and Drew Lachey as they open a bar in their hometown of Cincinnati—because nothing mixes together quite like siblings, construction, and beer.