Anahtar kelime Stork

Tarihin en eski devirlerinden beri yeni doğmuş bebekleri ailelerine teslim etme görevini üstlenmiş olan leylekler, artık bebek dağıtımını bırakmış ve ticari kaygılarla iş yapmaya, bir dağıtım şirketi işletmeye başlamıştır. Yani leylekler insanlara kargo götürmektedir. Şirketin en iyi çalışanların biri olan Junior adlı leylek, bir gün yanlışlıkla "Bebek Yapma Makinesi"ni çalıştırır ve sevimli bir bebek dünyaya gelir. Bu izinsiz bebeği patronu keşfetmeden önce ona bir aile bulması gerekmektedir ve Junior ile şirkette çalışan tek insan olan Tulip, bebekle birlikte heyecan dolu bir yolculuğa çıkarlar.

Herkes Richard'ın bir serçe olduğunda hem fikirdir. Ancak Richard kesinlikle bunu kabul etmemektedir, zira o bir leylek olduğu inancına sıkı sıkıya tutunmaktadır. Leylekler tarafından büyütülen Richard, ailesi göç etmek için onu geride bıraktığında, ilginç baykuş arkadaşı Olga ve kendini beğenmiş Kiki ile birlikte, bir leylek olduğunu kanıtlamak için göç yolculuğuna çıkacaktır.

Bebekleri leyleklerin getirdiğini herkes bilir. Ancak leylekler bebekleri nereden alırlar? Bu sorunun cevabı yukarıda, bulutların bebek heykelleri yaptıkları ve onlara hayat verdikleri stratosfer katmanında yatmaktadır. Gus, yalnız ve kendine güveni olmayan gri bir buluttur. Onun görevi tehlikeli ve haşarı bebekleri yaratmaktır. Timsahlar, kirpiler, koçlar ve daha fazlası... Bunlar Gus'ın üstün yaratıcılığının nadide sanat eserleri olsa da, bebekleri teslim etmekle görevli sadık yardımcısı Peck, bu durumdan biraz şikâyetcidir. Öyle ki, Gus'ın tasarımları giderek ele avuca sığmaz hale geldikçe Peck'in işi daha da zorlaşmaya başlar. Bakalım Peck, hem bu zorlu teslimatları yerine getirip hem de kırılgan mizaçlı arkadaşı Gus'la iyi geçinmeyi başarabilecek mi?

Mickey, Goofy ve Donald azgın dişlilere, çarpık yaylara, sağır edici çanlara ve uyuyan bir leyleğe karşı savaşırken çılgınlar gibi gülme zamanı. Bir çan kulesini temizlemek için gösterdikleri yiğit çabalar gerçek bir sirke dönüşürken mizahın yeni doruklarına ulaşmalarını izleyin!

Yunanistan sınırında, sürekli bir mülteci akımının olduğu bir bölgede geçen film, yörede bulunan bir gazetecinin mülteciler arasında tanıdık bir yüz görmesi üzerine yaptığı araştırmayı anlatıyor. Psikolojik derinliği ve Angelopoulos'a özgü anlatımıyla öne çıkan film etkileyici bir politik drama.