Kırmızı filmi, annesinin sorumluluk sahibi minik kızı olmak ile ergenliğin karmaşası arasına kalan, kendine güvenen, 13 yaşındaki Mei Lee'yi bizlere tanıtıyor. Mei'nin baskıcı sayılabilecek kadar koruyucu annesi Ming, kızından asla uzaklaşmak istemez ki bu durum bir ergen için çok talihsizdir. İlgi alanlarındaki, ilişkilerindeki ve vücudundaki değişiklikler yetmezmiş gibi bir de ne zaman heyecanlansa (ki bu neredeyse her zaman olur) "puf" diye dev bir kırmızı pandaya dönüşür.
Elfriede Jelinek'in Piyano Öğretmeni adlı romanından uyarlanan film, Viyana Müzik Konservatuarı'nda öğretim görevlisi olarak çalışan orta yaşlı bir kadın üzerine kurulu. Annesiyle aralarında sevgi ve nefret karışımı bir ilişki bulunan Erika Kohut adlı bu kadın, bir yandan saygı duyulan ve otoriter bir öğretmen görüntüsü çizerken diğer yandan karanlık arzuları ve müzik arasında ikilem yaşamaktadır. Viyana'nın kenar mahallelerindeki erotik şovlara ve porno film gösteren sinemalara gidip gelen Erika, anlam katamadığı hayatında bir tür kendi kendini tüketme sürecine girmiştir. Kendine o denli yabancıdır ki, bir sevgili edinememekte, geceleri parkta sevişen çiftleri gizlice seyretmekle tatmin bulmaktadır. Kendisine karşı garip bir hayranlık ve tutku duyan erkek öğrencisiyle iletişim kurmasının ardından, görünüşteki hayatı ve bastırılmış arzuları arasındaki duvar yıkılmaya başlar...
Ergenlik çağında bir genç olan William'ın hayattaki tek tutkusu müziktir. Bu nedenle okulunu da pek umursamayan William, bu durumdan ötürü ailesiyle sürekli çatışmaktadır. Sevdiği müzik grupları üzerine amatör yazılar yazan William, zamanla tanınmaya ve küçük yaşına rağmen önemli mevkilere adım atmaya başlar. Hayallerinde bile göremeyeceği şey artık kapıdadır. Büyük hayranı olduğu Stillwater isimli müzik grubunun yeni turnesine katılması ve turne üzerine Rolling Stones dergisine yazı yazması için seçilmiştir! William, grupla birlikte çıktığı yolculukta bu çok sevdiği insanlara ve müzik piyasasına dair önemli gerçeklere tanık olacaktır.
Rahibeler, kapanmak üzere olan kilise cemaatine ait okullarindaki bir grup öğrenciye müzik öğretmek için manastıra geri dönmesine ikna etme amacıyla Dolores'in şovunu izlemeye giderler. Koro, eyalet şampiyonluğu finaline kalmasına rağmen koronun en yetenekli şarkıcısının şarkı söylemesi annesi tarafından yasaklanmıştır. Bir grup geri kafalı rahip, onları durdurmaya çalışır.
18. yy yaşanan ve gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenerek yazılan JODHAA AKBAR bir aşk hikayesidir.Büyük Mughal İmparatoru Akbar ve Rajput Prensesi Jodhaa arasında gecer bu aşk hikayesi.Büyük İmparator Akbar küçük beylikleri kendi emrine gecirmek için savaşmaktan gecinmez ve birçok beyligi alır. Geride bir kaçtane küçüm beylikler kalmıştır bunlardan bir taneside Jodha’nın babsının liderlik yaptıgı Rajput beyligidir . Jodhaa’nın babası Akbarın emrine gecmek istemez ve kendi beyligini garantiye almak için kızını yani Jodhaa’yı Akbara verir. Jodhaa bu evliligi hiç isemez ancak evlenir ve yavaş yavaş kocasına aşık olur. kendi Hindu kocasıda yani Akbar müslümandır ancak evlilikleri ikisininde birbirlerinin dinine karşımadan devam ederr….Sonlara dogru Jodhaa bir iftiraya magruz kalır ve Akbar onu saraydan gönderir ama sonunda gercegii ögrenir.
Bırakın bu Broadway klasiği sizi eğlendirsin! Gypsy Rose Lee 1930'larda assolist olduğunda vodvillerde çok uzun süre çalışmış ve küçük kız kardeşinin gölgesinden kurtulmuştu. Ama asla kaçamadığı bir doğa gücü vardı: Kendisini gösteri dünyasına sokan annesinin ihtirası. Bu muhteşem Gypsy müzikali onun hikayesidir. Müziğine Jule Styne ile Stephen Sondheim'ın imza attığı bu yapım, eski vodvilleri ve striptizci Gypsy'ye dönüşecek olan utangaç Louise ve annesi Rose ile Rose'a aşık olma kadersizliğini yaşayan satıcı Herbie arasındaki volkanik ilişkiyi anlatıyor. Filmdeki şarkılar arasında "Everything's Coming Up Roses" ile "Let Me Entertain You" da var.
Helen yeni evlendiği kocasının yaşadığı yer olan Kilronan’a taşındığında mükemmel bir yaşama kavuştuğunu düşünür. Fakat bu çiftlikte oğluna tutkuyla bağlı olan ve oğlunun geleceğini yönetmeye kararlı gözüken bir kadın olan, kocasının annesi Martha ile tanışır. Helen kısa bir süre sonra bu güzel hikayenin gerisinde ölümcül ve karanlık sırlar olduğunu keşfeder. Ve sonunda kendini ve yeni doğmuş bebeğini korkunç bir kabusun ortasında bulur.
Ameliyat takıntısı olan bir genç kız bekaretini kaybetmeye ve kız kardeşini kistik fibrozun tahrip edici etkilerinden korumaya çalışırken bir yandan da toplumun dışında olma durumuyla mücadele etmektedir. Jr. Pauline (Annalynne McCord) yara kabuğu toplama gibi bir eğilimi olan ve bu eğilimi bir takıntıya dönüşmüş güzel bir genç kızdır. Bu durumu fark eden Pauline’in sert annesi genç kızın yardım alması için kilise terapistine gitmesinde ısrar eder. Dini bir riyakar tarafından yargılanma düşüncesine kızan Pauline’in takıntısı daha da artar. Bu sırada annesini etkilemek için zekice bir plan hazırlamaktadır. Pauline kız kardeşinin kistik fibrozuyla savaşmak için çareler bulmaya çalışırken, hormonları canına okumaktadır.
Kısa sürede büyük bir başarı yakalayan şarkıcı Noni Jean, albüm bile çıkarmadan müzik dünyasını sarsmıştır. Büyük başarının ardından yavaş yavaş şöhretin altında ezilmeye başlayan Noni, bunalıma girerken, hayatı genç bir polis memuru olan Kaz Nicol tarafından kurtarılacaktır. Birbirinden etkilenen ikili, Noni’nin kendisini tanıyabilmesi ve hayallerine ulaşması için birlikte çalışmaya başlar.
Charles Ryder, an agnostic man, becomes involved with members of the Flytes, a Catholic family of aristocrats, over the course of several years between the two world wars.
